' SBush <3 ღ°•.♥.•°ღ Yönetici ღ°•.♥.•°ღ
Mesaj Sayısı : 182 Puan : 442 Rep : 0 Kayıt tarihi : 10/02/10 Nerden : Nereye xD Ad : Cansel
| Konu: Parfümün Tarihçesi-Parfümler... C.tesi Şub. 27, 2010 11:27 pm | |
| Parfümün Tarihçesi... Parfüm, latince, kokulu duman anlamına gelen “perfumum” kelimesinden geliyor. Tarihi ise oldukça eski: Günümüzden yaklaşık 5000 yıl önce, Mısırlılar güneş tanrıları Râ için güneşin doğuşundan batışına dek kokulu otlar yakarlardı. Ölülerini ise kokulu yağlar kullanarak mumyalar, mezarlarına parfüm şişeleri ve kokulu kremler koyarlardı. Nitekim, yapılan kazılarda Mısır Firavunu Tutankhamon’un mezarından parfüm şişeleri ve krem vazoları çıkarıldı. Mısırlılar günlük hayatlarında ise kokulu yağlar ve pomatlar kullanırdı. Bunlar içinde en çok tercih ettikleri “kyphi” adını verdikleri kokulu bir yağdı. Kyphi, bal, şarap, pirinç, mersin çiçeği, safran, katırtırnağı ve ardıç özlerinden oluşan bir karışımdı. Nefertiti yasemin banyosu yapar, banyodan sonra vücuduna sandal ağacı, amber ve ender rastlanan çiçek özleri sürerdi.
Çağdaş niteliklere sahip ve bilinen ilk parfüm 14. yüzyılda, 1370 yılında yapıldı ve güzelliğiyle ünlü Macar kraliçesine atfedildi. Esans ve biberiye yağı ile alkol karışımından elde edilmiş, lavanta yağı ile zenginleştirilmiş bu karışıma özel bir isim verilmesi de unutulmamıştı: “Macar Suyu”.
16. yüzyılda cam sanatının ilerlemesiyle birlikte parfümün gelişme süreci de hızlandı. O yıllarda parfümün en çok üretilip tüketildiği ülke Fransa idi. Fakat parfümün vücuda sürülmesinin hastalıklara neden olacağı düşünülür, parfüm sadece pis kokuları maskelemek için kullanılırdı. Bu nedenle giysiler, eldivenler, mendiller, hatta mücevherler bile parfümlenirdi.
17. ve 18. yüzyıllarda, parfüm endüstrisi oldukça gelişti. Özellikle Fransa'nın Grasse bölgesi parfüm endüstrisinin kalbi, merkezi haline geldi.
20. yüzyılda parfümler muhteşem şişeleriyle birer sanat eseri halini aldı. Parfümler vücut kokularını bastırmak için değil, kişiliklerin altını çizmek için kullanılmaya başlandı ve çağdaş yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Kokular bizim için çok önemli:
Bu konunun aslını bilmiyorum, tamamen reklam da olabilir ama kokuların yaşamımızda çok önemli bir yeri olduğuna ve onlara fazlasıyla anlam yüklediğimize kuşku yok. Evlerimiz, arabalarımız, dolaplarımız, salonumuz, mutfağımız, banyomuz ve çamaşırlarımızın her biri için ayrı kokular alıyoruz. Her türlü deterjan, kullandığımız yumuşatıcılar, şampuan ve kremlerimiz çoğu zaman kokularıyla anlam kazanıyorlar. Üzerimize sürdüğümüz parfümlere gelince, onların yeri bambaşka! Bu koku merakımız yeni değil. Aroma terapiler, afrodizyak kokular, yatıştırıcı kokular, iştah açan, ağrı kesen, yüreğinizi ferahlatan, konsantrasyona yardımcı olan, inanca davet eden, gevşeten, kışkırtan vs. her çeşit koku, oldukça eski çağlardan beri insanlığın bir tutkusu. Hatta tapınakların, dinsel törenlerin bir parçası. Binlerce yıl önce insanlar Akdeniz boyunca kürek çeke çeke, kokuları, tütsüleri Asya’dan Avrupa’ya götürürlermiş. Parfüm şişeleri, çok eskiden beri bir servet değeri taşırmış.
Parfümlerin uzun bir geçmişi var:
Uzun yıllar boyunca, koku elde etmek için en geçerli yöntem, kokulu çiçekleri, ağaç kabuklarını, reçineleri ve misk, amber gibi çeşitli maddeleri, yağ içinde bekletmek olmuştur. Bu şekilde kokunun yağa geçmesi sağlanıyordu. Kokulu maddeleri kaynatmak veya sıkmak gibi yöntemler de denenmişti. Modern parfüm kokuları damıtma yöntemi ile elde edilir. Bu usul ortaçağda İslam dünyasında keşfedilmiştir.
Ben ve kokum!
Gel zaman git zaman, parfüm büyük bir sanayi haline geldi. Parfümlerin kokuları bir yana, isimlerine dikkat ederseniz, her biri inanılmaz derecede iddialıdır ve kişiliğimizi tamamlayan düşsel mesajlar taşırlar. Veya olmak istediğimiz kişiliği yansıtır. Onlarsız yapamaz hale geldiğimize kuşku yok. “Ben ve kokum!” işte bu kadar yakınız, bu kadar aidiz birbirimize. Seçtiğimiz parfümler kişiliğimizin bir parçası gibidir. Ekşi veya tatlı, çiçeksi, pudramsı veya otsu, metalik, baharatlı veya temizlik kokusu, kışkırtıcı yahut masum v.s. her dönem için bağlanacağımız bir koku buluruz…
Saf kokular geride kaldı:
Buraya kadar anlattıklarımın hepsi, kokuların hoş ve romantik tarafları. Çiçek özlerinden ve baharatlardan elde edilen o saf ürünler artık çok gerilerde kaldı. Saf gül yağı, misk veya amber yağı, yasemin yağı, çam yağı, lavanta, limon, elma, kayısı yağı, sandal ağacı özü yada patchuli vs. hala imal ediliyor. Doğal yada egzotik ürünler satan mağazalarda bunları kolayca bulabilirsiniz. Ama artık hiçbirimiz bunları alıp da saçımıza veya giysilerimize sürmeye cesaret edemeyiz. Bu kokular günümüzde çok ağır ve iç bayıltıcı sayılırlar. Aroma terapide kullanılıyorlar. Bazıları tütsü veya kandillerde bu kokulardan yararlanıyorlar. Ama kozmetik kullanım açısından günümüz zevklerini karşılamaktan çok uzaktalar.
| |
|
' SBush <3 ღ°•.♥.•°ღ Yönetici ღ°•.♥.•°ღ
Mesaj Sayısı : 182 Puan : 442 Rep : 0 Kayıt tarihi : 10/02/10 Nerden : Nereye xD Ad : Cansel
| Konu: Geri: Parfümün Tarihçesi-Parfümler... C.tesi Şub. 27, 2010 11:28 pm | |
| Christian Dior Addict
Dior Addict, özel, şehvetli kraliçe çiçekler, sandalağacı ile birleşmiş tatlı vanilya ile duyuları harekete geçiren ve parfümü kullananın da tutkularını uyandıran bir parfüm. Notalar: İpek ağacı çiçeği, mandalina yaprağı, portakal çiçeği, bulgar gülü, vanilya viskisi, sandalagacı. Şehvetli, yumuşak ve feminen bir koku | |
|