' SBush <3 ღ°•.♥.•°ღ Yönetici ღ°•.♥.•°ღ
Mesaj Sayısı : 182 Puan : 442 Rep : 0 Kayıt tarihi : 10/02/10 Nerden : Nereye xD Ad : Cansel
| Konu: Mustafa CeceLi Paz Şub. 28, 2010 2:18 pm | |
| Sezen Aksu'nun 'Hacı' şeklinde hitap ettiği aranjör Mustafa Ceceli’nin ismini şimdiden bir yere not edin; çünkü önümüzdeki birkaç yıl içerisinde bu ismi daha çok duyacaksınız. Henüz 26 yaşında bir aranjör olmasına rağmen müzik dünyasının peşine düştüğü Ceceli'nin dokunduğu şarkılar hit oluyor. Sezen Aksu'nun İkili Delilik, Gidemem ve Hükümsüz; Kenan Doğulu'nun Çakkıdı, Aklım Karıştı; Burak Kut'un Komple; Emel Müftüoğlu'nun Eğlenilecek Kızlar Evlenilecek Kızlar gibi dillerden düşmeyen şarkılarının düzenlemesini yapan Mustafa Ceceli, yeteneği ve bilgisiyle Türk pop müziğinde çığır açacak gibi...
Mustafa Ceceli’nin ismini şimdiden bir yere not edin; çünkü önümüzdeki birkaç yıl içerisinde bu ismi daha çok duyacaksınız. Henüz 26 yaşında bir aranjör olmasına rağmen müzik dünyasını peşinden sürükleyen Ceceli’nin dokunduğu şarkılar hit oluyor. Sezen Aksu’nun İkili Delilik, Gidemem ve Hükümsüz; Kenan Doğulu’nun Çakkıdı, Aklım Karıştı; Burak Kut’un Komple; Emel Müftüoğlu’nun Eğlenilecek Kızlar Evlenilecek Kızlar gibi dillerden düşmeyen şarkılarının düzenlemesini yapan aranjör Mustafa Ceceli, yeteneği ve müzikal bilgisiyle Türk pop müziğinde çığır açacağa benziyor.
Bir süredir Sezen Aksu’nun konserlerinde sanatçıya klavyesiyle eşlik etmeye başlayan Mustafa Ceceli’yi, Aksu seyirciye takdim ederken ona takılmadan da edemiyor: “Sarıya boyalı saçlarına, aykırı görüntüsüne bakmayın; o bir hacı. Kaç defa hacca gitti geldi, galiba çok günah işlediği için kendisini affettirmek istiyor.” Sadece Sezen Aksu değil, müzik dünyasında hemen herkes Ceceli’ye ‘Hacı’ diye hitap ediyor. Kartonet kapaklarında adı değil, Sezen Aksu’nun taktığı isim olan ‘Hacı’ yazıyor. Ceceli ise böyle anılmaktan hiç rahatsız değil: “Sezen Hanım’ın beni ‘Hacı’ şeklinde takdim etmesinden hiç rahatsız olmadım; ama ilk başlarda biraz utanıyorum. O konu çok hassas bir konu. Bu işlerin övünmesi olmaz, ama çok keyifli bir şey oldu. İzleyiciyle kaynaştık. Sezen Hanım, keyifli biri, bu konuda bana espriyle takılıyor.”
Genç yaşına rağmen önemli şarkılara imza atan Ceceli’nin hayatına aslında hep ‘nasip’ler yön vermiş. Veterinerlik fakültesini üçüncü sınıfta terk edip, yeniden sınavlara girerek işletme bölümünü kazanmış. Öğrencilik yıllarında beste yapmış, grup kurmuş; ancak müzisyen olmak hiç aklından geçmiyormuş. Ta ki hacca gidene kadar… ‘Hacı’lığından bahsedilmesinden pek hoşlanmayan ve müzisyenliğiyle ön planda olmak isteyen Mustafa Ceceli, “Her Müslüman’ın yapması gerektiği gibi ben de hacca gittim. Annem hacca gitmek istiyordu; ancak babam işlerinin yoğunluğundan dolayı ona eşlik edemedi, bana nasipmiş. Ama bunları söylemek riyakârlık olur, övünmek olur. Ben de bundan rahatsız oluyorum.” diyor. Haccın kendisi için bir dönüm noktası olduğunu söyleyen Ceceli’nin hayatı hacdan döndükten sonra değişmiş, işleri açılmış: “Hac dönüşünde bir ay içinde her şey değişti. Ben Ozan Doğulu ile tanıştım. Ozan Doğulu’nun bana katkısını hiçbir zaman unutamam. O sıralar Kenan Doğulu’nun albümünü yapıyordu. İlk defa tanıştığı, piyasanın ismini cismini bilmediği birine güvendi. Çakkıdı’nın düzenlemesini ben yaptım.”
Çakkıdı’nın hit olması, listelerde ilk sıraya yükselmesi Mustafa Ceceli’nin de adının duyulmasını sağlamış. Ardından da zaten Sezen Aksu ile tanışmış. Müzik dünyasında başarı basamaklarını hızla çıkan ve zirveye yerleşen Ceceli, başarısının sırrını bilmiyor! “Ben sadece bu dünyada bana verilen rolü oynuyorum. Sistem bunu istiyor, ben bir oyuncuyum.” diyen Ceceli, “Bu rolü size kim verdi?” sorusunu ise geçiştiriyor: “Kafamda birtakım şeyler yoktu; ama kendi kendime geliştirdiğim, buna yetenek de diyebiliriz, aşk da diyebiliriz, artık her neyse adı bunun üstüne gittim, daha sonra tanıştığımız kişiler de bunun farkına vardıkları için açıkçası işim kolaylaştı. Ozan Doğulu da buna vesile oldu.”
Aslında Ceceli’nin düzenlemesini yaptığı ünlü iki eser, Sezen Aksu şarkıları; Çakkıdı, bildiğiniz gibi ritmik ve hareketli bir şarkı. İkili Delilik’e ise melankoli hakim. Mustafa Ceceli, şarkıları dinlenir kılan sihirli dokunuşunu tanımlayamıyor. “Bu çok soyut bir şey, elle tutulup gözle görünmüyor, sadece kalbe hitap ediyoruz.” diyen sanatçı, bu konuda da mütevazı davranıyor.
İlham perisini tüm ısrarlara rağmen açıklamayan ve aranjörlüğü terziliğe benzeten, sanatçının tarzına göre elbise diktiğini söyleyen Ceceli, “Bakıyoruz sanatçının tarzı nedir? Daha popüler müzik yapıyor, o zaman daha popüler bir aranjman yapıyoruz. Daha alaturkaysa daha alaturka aranjman yapıyoruz. Solistlerin tabiî ki taleplerini de değerlendiriyoruz. Söz ve müzik haricindeki bütün basamakları yapıyoruz. Yani hem teknik kullanıyoruz bir bilgisayar aşaması var bunun hem de teorik kısmı var, yani nota yazıyoruz, bunları çaldırıyoruz, stütyoya giriyoruz. Son dokunuşu yapıyoruz. Ki o son dokunuşlar çok kıymetlidir. Bu son dokunuşlardan biri Çakkıdı’da var mesela… Hani bu arabalar geri yanaşırken çıkardıkları sesler var. Son anda mesela aklıma o gelmişti. Onu ilave ettim çok da sevildi. Bunu ben yaptım demek istemiyorum, yaptırıldı.” şeklinde konuşuyor.
Mustafa Ceceli’nin 10 parmağında 10 marifet var aslında. Sadece şarkı düzenlemesi yapmıyor, gitar, piyano ve kemanını iyi derecede çalabiliyor, dizi müziği yapıyor. Hatta müziklerini yaptığı ‘Hepsi’ dizisinde kamera karşısına bile geçmiş. Özellikle gençlerin severek takip ettiği dizide Ceceli, kendisini oynuyor. Genç müzisyen, oyunculuk performansıyla da göz dolduruyor. Ama onun müzik dünyasında göz diktiği nokta Onno Tunç’un yeri. Tunç’un Türk müziğine çok büyük katkılarının olduğunu, onun yerinin hâlâ doldurulamadığını söyleyen Ceceli, “Mümkün olabilir mi bilmiyorum; ama Onno Tunç gibi bir müzisyen olmak isterim.” şeklinde konuşuyor.
“Yapmak istediğim her projeyi, hayal ettiğim her şeyi zamanında Onno Tunç gerçekleştirmiş aslında, sağ olsun.” diyerek Tunç’u hayırla yâd eden Ceceli, popüler şarkılar haricinde mistik besteler ve şarkılar yapmayı da çok arzuladığını söylüyor: “Sanat müziği makamlarını yeni soundla, yeni armonilerle birleştirmek istiyordum, böyle bir çalışma da varmış aslında. Örneğin, bir sanat müziği şarkısını gerçekten çok iyi armonilerle tekrardan düzenleyip bunlarla ilgili albüm yapmak olabilir. Bu bilinen şarkılar da olabilir; ama bizim pazarımız için değil sadece. Özellikle dışarıda bir Budabar örneği var..
| |
|